Son yıllarda terörle mücadele konusundaki çalışmalar ve bu konuda yapılan açıklamalar, Türkiye’nin dört bir yanında farklı tepkilere yol açtı. Ancak, bu sefer Türkiye’nin çeşitli illerindeki 16 baro, Türkiye’nin geleceği için kritik bir adım atarak ortak bir çağrı yaptı. Bu çağrı, "terörsüz bir Türkiye" hedefini vurgulamakta ve sosyal barış ile adaletin sağlanması gerektiğine dikkat çekmektedir.
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren 16 baro, 29 Ekim 2023 tarihinde ortak bir basın toplantısı düzenleyerek terörizmin toplum üzerinde yarattığı olumsuz etkileri ve bunun hukuk sistemine yansımalarını ele aldı. Toplantıda, barolar terörizmin sadece can ve mal kaybına neden olmadığını, aynı zamanda sosyal dokuda derin yaralar açtığını ifade ettiler. Birçok baro temsilcisi, terörizmin önlenmesi ve sosyal barışın sağlanması konusunda hukukun üstünlüğüne olan ihtiyacın altını çizdi.
Ortak metinde yer alan ifadelere göre, terörizme karşı mücadelede yalnızca güvenlik güçlerinin değil, aynı zamanda hukuk sisteminin de etkin bir rol oynaması gerektiği vurgulandı. Baroların temsilcileri, hukukun üstünlüğü ilkesinin, adaletin sağlanması ve bireylerin haklarının korunması açısından elzem olduğunu dile getirerek, "Toplumun kıymetleri, özgürlükler ve haklar üzerinden yükseltilmelidir," dediler. Baro temsilcileri, bu bağlamda tüm toplumun terörle mücadelede ortak bir duruş sergilemesi gerektiğine dikkat çekti.
Ortak Basın Açıklaması’nda, dört temel çözüm önerisi sunuldu. İlk olarak, gençlerin eğitimi ve istihdamı konusuna ağırlık verilmesi gerektiği belirtildi. Terörizmin kök nedenlerinden biri olarak eğitim eksikliğinin ve işsizlik oranlarının gösterildiği açıklamada, baroların genç bireylere yönelik programlar geliştirilmesi için hükümete çağrıda bulunacağı ifade edildi. Gençlerin topluma kazandırılması ve psikolojik destek almasının, terörizmi engellemenin en etkili yollarından biri olduğu vurgulandı.
İkinci bir öneri ise sosyal projelerin ve toplumsal dayanışma ağlarının geliştirilmesi oldu. Barolar, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının beraber çalışarak, bağımsız sosyal projeler üretmeleri gerektiğini ve bu projelerin toplumun tüm kesimlerine hitap etmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, sosyal medya platformlarında yürütülen yanlış bilgilendirme aktivitelerine karşı da dikkatli olunması gerektiği vurgulandı.
Ortak çağrının bir diğer boyutu ise hukuk sisteminin güçlendirilmesine yönelik. Barolar, özellikle terör suçlarıyla ilgili davalarda hızlı ve adil bir yargı sürecinin yaşanması gerektiğini belirttiler. "Adaletin yerini bulması, toplumda güven duyulmasını artıracaktır," diyen baro temsilcileri, hukuk sisteminin etkinliğinin artırılması için gereken her türlü destek ve düzenlemeyi gerçekleştirmek üzere çalışmalar yürütüleceğini ifade ettiler.
Son olarak, barolar, Türkiye’nin ulusal güvenliğini etkileyen uluslararası iş birliklerinin artırılması gerekliliğine de dikkat çekti. Terörizmin uluslararası boyutları olduğunu hatırlatan baro üyeleri, diğer ülkelerle olan ilişkilerin güçlendirilmesi ve ortak güvenlik stratejileri geliştirilmesi gerektiğini belirttiler. Bu çağrı, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası platformlarda daha etkin bir rol almasına da zemin hazırlayabilir.
Sonuç olarak, 16 baronun ortak çağrısı, Türkiye’de terörle mücadelenin yalnızca güvenlik önlemleri ve yasaklarla değil, aynı zamanda eğitim, sosyal projeler ve hukuki reformlarla sağlanabileceğini vurguladı. Bu, toplumun birlik ve beraberliği için bir fırsat sunmaktadır. Herkesin kelime kelime birbirineite kucak açarak, ortak bir amaç etrafında birleştiğinde, terörizmin üstesinden gelme kapasitesinin artırılabileceği düşünülmektedir.
Baroların bu çağrısı, sadece İstanbul veya Ankara gibi büyük şehirlerde değil, tüm Türkiye genelinde dikkate alınması gereken bir mesele. Her bireyin ve toplumun, barış içinde bir arada yaşama arzusunu güçlendirmek için adım atması gerekiyor. Uzun vadede terörsüz bir Türkiye için ortak çalışmalara girmek ve hukukun üstünlüğünü korumak, toplumun her kesiminin sorumluluğudur.