Marmara Denizi, 15 Ekim 2023'te 3 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Bu sarsıntı, bölgedeki vatandaşlar arasında kısa bir panik anı yaşanmasına yol açtı. Deprem, saat 14:30 civarında, özellikle kıyı yerleşim alanlarında hissedildi ve yerel halkın endişesini artırdı. Uzmanlar, Marmara Bölgesi'nin deprem kuşağında yer aldığını hatırlatarak, bu tür olayların sıklıkla yaşanabileceği konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Peki, bu depremin ardından ne gibi önlemler alınmalı? İşte detaylar.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamalara göre, Marmara Denizi'nde meydana gelen deprem, yerel saatle 14:30'da, 3 km derinlikte gerçekleşti. Başta İstanbul'un Avcılar, Bakırköy ve Zeytinburnu ilçeleri olmak üzere çevre illerde de hissedildi. Ancak, depremin büyüklüğüne rağmen can veya mal kaybı bildirilmedi. Bu durum, pek çok vatandaşın deprem sonrası rahat bir nefes almasına zemin hazırladı.
Deprem, sarsıntının hissedildiği anlarda sosyal medyayı da etkisi altına aldı. Çeşitli kullanıcılar, yaşadıkları paniği ve duygularını paylaştıkları gönderilerle dile getirdiler. Twitter ve Instagram, depremin hemen ardından bu tür paylaşımlarla dolup taştı. "Sadece birkaç saniye sürdü ama yine de korkutucuydu" gibi yorumlar dikkat çekti. Bu tür olayların, toplumda oluşan psikolojik etkileri ve korku durumu, uzmanların üzerinde durması gereken önemli konular arasında yer alıyor.
Deprem sonrası, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, depremle ilgili yaptığı değerlendirmede, "Marmara Bölgesi’nin aktif bir fay hattı üzerine oturduğu aşikar. Bu tür küçük depremler, büyük depremlerin öncü işaretleri olabilir. Ancak halkımızın sakin kalması ve panik yapmaması çok önemli,” dedi. Ayrıca, devletin bu konuda almış olduğu tedbirlerin artırılmasına dair çağrıda bulundu.
Prof. İnci, "Küçük depremler, aslında fay hattındaki enerjinin boşaltılması anlamına gelir. Bu durum, bir yandan iyi bir şeyken, diğer yandan büyük bir depremin habercisi olabileceği için halkımızın hazırlıklı olması gerekmektedir," şeklinde uyarılarda bulundu. İstanbul’daki bina güvenliği ve yapı denetim sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiği üzerinde de duran İnci, vatandaşları depreme karşı duyarlı olmaya ve bilinçlenmeye davet etti.
Bu depremin ardından Marmara Bölgesi'nde bir dizi tatbikat ve bilgilendirme programlarının düzenlenmesi bekleniyor. Yerel otoriteler ve kamu kuruluşları, afet yönetimi planlarını gözden geçirerek, olası risklere karşı önlemlerin alınmasını teşvik edecekler. Ayrıca, çeşitli eğitim programları ve seminerler ile vatandaşların deprem bilincini artırması hedefleniyor.
Marmara Bölgesi'nin depremselliği, son araştırmalara göre, yükseliş gösteriyor. Uzmanlar, bu tür sarsıntıların artış göstermesinin doğal bir süreç olduğunu, fakat bu süreçte insan hayatının korunmasının elzem olduğunu vurguluyor. Deprem bilincinin artırılması ve hazırlık yapılması, bu tür olayların etkilerinin en aza indirilmesine katkı sağlayacak.
Sonuç olarak, Marmara Denizi'nde yaşanan bu 3 büyüklüğündeki deprem, bölge halkı için bir uyanış ve hazırlık çağrısı niteliği taşıyor. Uzmanların önerilerini dinleyerek, etkin bir deprem bilinci oluşturmanın zamanı geldi. Unutulmamalıdır ki, depremler kaçınılmazdır, fakat etkileri azaltmak mümkündür.